Bugün gazetede bir haber var: Diziler yabancı dizilerden esinlenmiş diye. Aslına bakılırsa uzun zamandır özgün senaryosu olan dizilerden çok uzağız. bu konuyu sitcomlar ve dramalar olarak ayırmakta fayda var ama. sitcomlar tüm dünya da birbirinden uyarlanıyor, trend bu çünkü çok fazla lokalize, günlük hayatın içinden oldukları için her ülkenin şartlarına göre uyarlanmaları normal.
Peki ya dramalar? Türkiye'de son bir kaç senenin trendi eski edebiyat eserlerini dizi yapmak. Çalıkuşu'ndan beri var aslında bu trend son bir kaç sene demek yanlış olur. Hadi bu yine bir derece, kendi eserimizi yerli malı yurdun malı hesabı yine kendi eserimiz haline dönüştürüyoruz. peki ya reyting rekorları kıran Kuzey Güney'in de esinlenilmiş (taklit demeye dilim varmıyor çünkü sadık bir izleyicisiyim) olması hayal kırıklığı yaratmıyor mu sizde? Şeytan diyor aç eski orijinalini bak ne oluyor sonunda... kaçacak bütün heyecanı! ama ne yapayım şeytan oyle diyor...
Bunun gibi daha bir çok örnek var. Özgün senaryolar "taklit"lere göre azınlıkta malesef. Kolayına kaçıyoruz. Halkı kandırıyoruz. Yerse.
ABD de de başka tür bir kandırıkçılık söz konusu. Orda da diziler kendi içlerinde birbirlerinin kopyası. Mesela polisiye dizileri. Bunları 1. özel birim , 2. yardımcı sıradan vatandaş, 3. mistik gibi gruplandırabiliriz.
Özel birim dizilerine örnek, CSI ve türevleri, Law and order serisi, Criminal Minds yok efendim NCIS... hepsinde bir bilgisayar gurusu, bir morg delisi, bir cool dedektif, bir asi dedektif, bir güzel dedektif karakterleri var. Yani şimdi NCIS deki laboratuardaki kızla, Criminal Minds daki bilgisayarcı kız tiplemelerini benden başka benzeten yok mu? e ikisi de çılgın birer lady gaga sanki.
Yardımcı sıradan vatandaş serileri Murder She Wrote la başladı bana göre. Medium, Psych, Mentalist... bunlar nerdeyse birbirinin aynısı. Hele mentalist le Psych birebir aynı. sadece biri komedi biri drama. adamların ikisinin de detaylara dikkat etme yeteneği sayesinde cinayetler çözülüyor. Castle dizi ise Murder She Wrote un tıpa tıp aynısı. Cinayet romanı yazarı polis efendilere yardım ediyor....Niye çünkü kafası ona çalışabiliyor, hayal gücü sayesinde yani...
Mistikler de Fringe gibi işte alcadraz gibi zaman zaman türüyor, kimi kalıyor kimi Flash forward gibi iyi başlayıp nasıl devam edeceğini kestiremeyince beterin de beteri bir şekilde hızlandırılmış final yaşıyor...
Hastane dizilerini de unutmamak lazım. Er, General Hospital, Grey's Anatomy, Private Practice.... aldı başını gidiyor daha da vardır ama ben bilmiyorumdur....
Sitcomlar artık ABD'de birebir aynı. Göbekli koca, güzel ve zeki karısı, delimanyak çocuklar, mutlaka çılgın bir büyük baba veya büyük anne...(According to Jim-Cuma'ya Kalsa, Rules of Engagement, Better With You, Till Death, King of Queens... hepsi aynı tip... inanmayan baksın.
Neyse saymakla bitmez...
Bana göre tüm zamanların gelmiş geçmiş Türk/Yabancı en iyi ve en özgün dizileri:
1. Friends (özleyenler How I met Your Mother izleyebilir ama aynı zevki asla vermiyor)
2. 24 (bir kere yapıldı artık aynısı bir daha olmaz, olmamalı. Eş zamanlı olayı 24 le kalsın.)
3. SATC (filmlere bir son verilsin artık... git gide anısı da berbatlaşıyor zihinlerimizde)
4. Asmalı Konak (ahhh Seymen Ağa... ne Ezel, ne Deli yürek... Seymen başkaydı.)
5. Perihan Abla (mahalle dizilerinin en iyisi... diğerlerini hiç seyretmedin zaten. küçükken PA hastasıydım ama.... hani mal mal TV ye bakan çocuklar vardır ya. gerçi ben hala öyleyim. Mal mal bakıyorum... ağız açık, sırt kambur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder