4 Temmuz 2011 Pazartesi

ismi sizi yanıltmasın...


Daha önce Buchinger'deki zayıflama maceralarımı anlatmak için bir blog açmıştım. zeynepalmanyada.blogspot.com. daha sonra o surec bitti ama ben yazmaya devam etmek istedim. sitenin adı yuzunden cok tuhaf bır durum oldu, bıraktım.

Şimdi yeni kopegim Marni ile olan maceralarımı anlatmak istiyorum ama bu kez, başıma başka işler gelir, anlatmam gerekir diye öngörülü olayım, blogumun adını ona göre koyayım dedim.

Gelelim konumuza...

Adı Marni. Kendisi mixed bir sokak köpeği (a.k.a Sokö cinsi). Beykoz barınağından 30 Nisan 2011 de 3,5 aylıkken kucağıma geldi. Bana göre Marni o gün doğdu.

Pireleri vardı, kenesi vardı. arabada 2 kere üstüme kustu. Ama o kadar şekerdi ki, pireleri tek tek ayıkladım, keneyi itinayla söktüm. yıkattım cilalattım, pamuk gibi oldu kendine geldi. İsim annesi Leyla. Marni dedi, tamamdır dedim. Hanfendiye yakışan ismi de bulduk.

Marni o günden bugüne bir çok macera yaşadık. Daha henüz bebek hayatına 2 ciddi hastalık , 1 adet bebek parkında koca bir başka sahipsiz sokö'ye yem olma tehlikesi atlattı. hastalıkları sağolsun Veterinerium özenle ve sabırla kovdu. Bebek parkı macerasına gelince hiç sormayın. tek şahidi Ablam hala beni gorunce gülmeye başlıyor...kısaca anlatmak gerekirse, tasmayla yurumeyı o sıra henuz ogrenmemıs bır adet 3,5 aylık kopek, bebek parkında sakin bir edayla yerde yatarken, karsıdan gelen kocaman bır kopek tarafından meydan okununca aslan kesılıp hamle yapması, bunu goren bendenizin bankın ustunden cımlere dogru marni'yi yakalamak amaclı ucmam (gercekten Hazerfen Çelebi gibi uçtum), yere çakılmam, Marni'nin kollarımın arasından kaçması, ikinci bir atakla yerden patinaj çekerek kalkıp marniyi yakalamam ve olay yerinden uzaklaşmam... bilanço : bacakların her iksiinde de morluklar, dizlerde sıyrıklar, kolda yaralar ( yanlış anlaşılma olmasın Marni'ye bişi olmadı, kurban bendeniz.)

Hadi bu iyi hoş, olabilir insalık hali. Peki ya dün (pazar gezmesi) Lucca'da Marni'yi masaya bağlı unutuğ arabaya binmem ( gitmek üzere) ve Lucca'daki herkesin bana "köpekkk köpeği unuttunuzzz" diye bağırması. rezil olmam ve Marni'nin bana masanın altından küçük küçük "napıyorsun be kadın" edasıyla bakması...

Aslında yazmaya biraz geç başladım. Çok fazla hikaye var yazacak ama ilk sayıdan sizleri sıkmak istemiyorum o yüzden bazı hikayeleri 2. 3. sayılara saklıyorum...

Gelecek sayılardan preview lar:

Marni'nin eğitim maceraları (zeynep'in okula dönüşü olarak da adlandırabiliriz.)
Apartmandaki kötü kokunun sizden (köpek yüzünden) geldiği anlaşılmasın diye yapılması gerekenler.
Tasmayla yürümeyen köpeğe ne denir?
Barınaklar...


Şimdi izninizle, eve gidip biraz çiş ve kaka temizleyeceğim. Ahhh La Vie Est Belle!

Zeynep

1 yorum:

  1. marni macerasının birinci episode'unda adımın gememesi beni yaraladı. kazandığın pastoral kimliğini birine ithaf etmen gerekirdi. yazıklar olsun hey gidi heyyyy geçen yıllaraa.... ahhh ahhh

    YanıtlaSil