11 Nisan 2012 Çarşamba

Güzel Şeyler Bizim Tarafta ama öncesi de var...



Dün Güzel Şeyler Bizim Tarafta oyununa gittim. Oyun hakkında yazacağım ama öncesi, oyun saatini beklerken çevrede olan bitenden başlı başına bir yazı çıktı, dün kargacık burgacık iphonuma not aldım. Bugün sizlerle paylaşıyorum...
Santral İstanbul'dayım. Oyun saat 20.30'da ben geldim saat 17.30'da. Ayıptır söylemesi işten 17.00'de çıktığım için bu oldu. E bari gideyim güzel bir yemek yiyeyim dedim. Evet, Tek başıma. Çünkü aylar öncesinden kalabalık bir grup olarak planladığımız bu güne kala kala birtek ben kaldım. Herkes ekti. Ciddiyim. Well whateverrrr...

Tamirhane'ye attım kendimi...2-3 masa var zaten bu saatte hangi deli akşam yemeği yer? Etrafıma bakıyorum da bir an üniversite yıllarımı andım. Bakmayın tipimin çocuk kaldığına yaşlandık be valla ) Masa masa gruplara şöyle bir göz gezdirdim. Hepsi gerçek.
Yanımdaki masa genç girişimciler masası. İki bıçkın delikanlı hararetli bir şekilde gelecekte nasıl para yapacaklarını konuşuyor. Lakers eşofmanlı gri hırkalı "cool" genç daha bilgili sanki. Hep o konuşuyor. Önce yatırım yaptı, sonra şirket kurdu şimdi de borsada fırtınalar estiriyor sankı. Yemeğine de dokunmadı, ımmm o patatesleri versene bana bari ziyan olmasın...pardon parodn nerde kalmıştık, evet masalardaki gençlik diyorduk..
Hemen önümde dedikoducu süslü kızlar masası var. iki kişiler hem konuşup hep yiyim he de iphone kullanabilen bu yetenekli canlılar hemen kendilerini belli ediyorlar. zaten de duyuyorum ne konuştuklarını "kızım aradı bilio musun? valla dün aradı, ilkinde açmadım tabi ama sonra tekrar aradı ay dedim içerdeydim duymamışım naber, filan yani işte öyle konuştuk yani..." "ya saçççmalamaaa inanmıyoraaaaammm aradığına kızıımmm ee anlattttt" off yazarken sıkıldım. kısacası herif aramış kız sevinmiş meğer kız herife hastaymış ta heriften adım beklermiş, aynı okuldalarmış bunlar ama cocuk meğer mezun olmuş filan hikaye bir yere varmıyor yani.

En ilginç masa en büyük masa... buraya 3 genç geldi az önce. İki oğlan bir kız. Kız süslü püslü, elinde laptopu belli ki her an çalışkan bir böceğe dönüşebilir ama şu anda sevgi kelebeği şeklinde hoplayarak geldi. Çünkü yanındaki oğlanlardan "cool" olanına belli ki abayı yakmış. Beraber olmayacak kadar mesafeliler ama bir ilgi bir alaka var bi elektrik var belli, kız tarafından en azından. Oğlan kendinden çok emin yakışıklı ve tabiki o da hırkalı ( bu üniversite gençliği ve hırka olayı nedir allah aşkına?) kız bırbırbır konuşuyor oğlan ise arada bi küçük gülücükler atıyor. 3rd wheel arkadaş da telefonda, olayla alakası yok. Biralar söylendi, kız tabiki Miller, oğlan tabiki efes. Telefoncu başı birşey de içmiyor. Ben size söyleyeyim kız iki saniye masadan kalksın hemen dedikodusu dönecek... derkenn ah ah ah kızım kalkmaa... Vallahi kalktı masadan sigara içmeye. Ah evladım ama şimdi arkandan konuşulcak! Bahse girerim muhabbet şudur :
- Abi Ayşe içine düşseymiş!
- Yokk be abiii
- Olm valla ya hasta kız sana baksana
- Yokhhh yaw ne alaka he he
- Sen varya sen olm manyaksın ha
- İyi kızdır ha söylim
- Hı hı evet de olm bana ne yani alakam olmaz, yani tatlı kız aslında da ne bilim
- Sus tamam geldi...
Kız geri geldi olan bitenden habersiz, yazııık. Çocuğun içine düşmeye devam. Tam o sırada Esas oğlan'ın işeyesi geldi kalktı masadan. Şimdi Telefoncu başı yandı. Kız başının etini yiycek kesin. Vagina Monologues :
- Ne konuştunuz? Benle ilgili birşey dedi mi? Napcaksınız akşam? Kız arkadaşı yok dimi ayrılmıştı onlar, tee ne zaman hatta ben yani takip ettiğimden diil şey duymuş hani bizim Esra duymuş kız bunu aldatmış falan. İyi çocuk bu dimi. Çok şeker bişi.
-....
- neyse canım bana da ne oluyor. Çok ilgilendiğimden diil yani öylesine konu olsun.

Honey, Denile is not a river ( get it? The Nile = Denial ) -bi filmden çaldım-
İstediğin kadar çevir kazı yanmasıni sen yanmışssın bi kere vücut dilinden belli. Ben sana gelecekte yaşayacaklarını söylerdim ama süprizi bozulmasın.

Ve tabiki on kusurlu hareketten biriyle yaptı kapanışı kızımız, "diversion" dediğimiz "seninle sadece arkadaş olarak ilgileniyorum" mesajını verme hareketi - yanakları mıncıklama ve "oyyy şuna bak ya çok şeker bi tip" gibi anlamsız salak bir harekette bulunma. Daha fazla bakamıcam bu deliliğe....Stop the madnesss!

Şimdi dikkatimi çekti, Tamirhane'nin sloganı "repair Yourself". Bence cuk oturmuş. Tebrik ederim.

Honey, get a grip, shake up and repair yourself yoksa sıçtığın gün bugündür.

Haydi ben oyuna... Sonra onu da anlatcam.






2 yorum:

  1. hahahahaahhaha zavalli cool-fun, hoslanti sahibi ama arkadas ayagi yapmaya calisan kiz.. hepimiz oralarda olduk (di mi?)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tabiki been there done that and the outcome is always the same...1000 Boy (kind) friends and no Boyfriends dönemidir bu dönem.

      Sil